Adler Gazetesi

Coaching for Positive Change

 
 

DİNLEME SANATI – 2. Perde

“Peki zihni nasıl susturacağız, kendimizi nasıl unutacağız hocam?” demiştik 1. Perde’nin sonunda. Böyle bir dinlemeyi danışanınıza gözden ve gönülden kitlenerek yaparsınız. Gözdeki pırıltıyı, sevinci, çekingenliği, gönüldeki çarpıntı, sıkıntı ya da tutkuyu, kısacası sözle değil özle geçeni de duyar, yansıtırsınız. “Konuşmak bir ihtiyaçsa, dinlemek bir sanattır” demiş Goethe. Böylesine bir dinlemeyle, siz danışanınızın kalbi ve ruhuyla bağlantı kurarken, onun da kalbinin sesini duymasını ve ruhunun derinliklerini görmesini sağlarsınız.

Ben koçluklarda not almayı reddederim. Not almak sizi sadece kelimelerle ifade edilene odaklatır. Geleni içinize almak yerine kağıt üzerine bırakırsınız, böylelikle içine dalmanız da güçleşir. Kelimelerin ardındakini, sözden değil gözden geleni, bedenin sesini, satır aralarındaki hisleri kaçırırsınız. O da, sualtı dalışı benzetmesinden devam edersek, sizi suyun ancak birkaç metre altına götürür, derinliklerdeki hazineye değil.

Bir de kesme konusu var: “Hocam, dinleyince danışan alıp başını gidiyor hikaye uzuyor. Ayıp olur, yanlış anlaşılır diye kesemiyorum.” Aslında olan şu; biz dalmak isterken danışan su üstünde yüzmeye devam ediyor. Hazinenin suyun altında gizli olduğundan habersiz. Ama bizim haberimiz var. Bu bir kesme değil işbirliğine davettir. Koçun rolü kişiyi kendi derinliklerine götürmek, hazinesinde buldukları ile su yüzüne çıkıp dışardaki konuları halletmesine, hedeflerine ulaşmasına ve hayallerini gerçekleştirmesine destek olmaktır. O halde çok mu zor “Benimle beraber tüpleri takıp dalmaya hazır mısın?” sorusu. Bu danışanı kesmek değil doğru yere odaklatmaktır, koç olarak maksimum faydayı sağlama çabasıdır. Koçun, sürecin başında, rolünün ne olduğunu, dinlemenin ne anlama geldiğini, danışana dönmek ve derinlere inmek için danışandan nasıl bir işbirliği beklediğini ve konuya ve 3. kişilere kapılıp gidildiğinde onu nasıl tekrar kendine döndüreceğini açık ve net bir dille anlatması gerekir.

Zihne susmayı öğreten bir takım yöntem ve ritüelleri de hayatınıza katabilirsiniz. Örneğin, bir yakınınızla karşılıklı oturup gözlerinizin içine bakarak, birbirinize sevginizi, takdirlerinizi, iyi dileklerinizi bakışlarınızla sessizce sunabilirsiniz. Karşınızdaki kişiden, onda bir takım hisler tetikleyen bir olayı/kişiyi aklından geçirmesini isteyip o bu olayı/kişiyi düşünürken, bakışlarından ve beden dilinden hislerini hissetmeye çalışabilirsiniz. Ritüellere gelince, hayatınıza meditasyonu katabilirsiniz. Sabahı tek başınıza sessizlikte ve boşlukta karşılamayı, günü de öyle kapatmayı alışkanlık edinebilirsiniz. Meditasyon sürenizi kademeli olarak arttırabilirsiniz. Meditasyon sırasında zihninize düşünceler, yapılacak işler vs gelecektir. Bunları farkedip serbest bırakmanız zihninizi sessizliğe alıştıracaktır. Son olarak; her ayın son pazarını benimle ve bu ritüele dünyanın dört bir yanından katılan binlerce kişiyle “Day in Silence” (Sessizlik Günü) olarak geçirebilirsiniz. Konuşma orucuna benzer bu deneyimde, konuşamamanın zihninin işlevini nasıl analiz etmekten tanıklık etmeye dönüştürdüğünü farkedeceksiniz. Odağınız iç dünyanız ise duymadığınız ne kadar çok ses ve dinlenmek istenen arzu, hayal, his olduğunu göreceksiniz. Odağınız dış dünyanız ise, hergün önünden geçtiğiniz yerlerde detaylardaki güzelliği yakalayacaksınız, yakınlarınızın sözlü ifadelerinin ötesine geçebileceksiniz. Bu ritüeli tüm gün yapabileceğiniz gibi, o gün içindeki bir kaç saatinizi sessizlikte geçirmeyi de seçebilirsiniz. Bu ritüeli deneyimlemek isterseniz lütfen burcuyalman@adlerce.com adresine e-mail atın, sizi bir içsel liderlik programı olan Coming Into Your Own’un Global Sessizlik Günü Newsletter listesine ekleyeyim ve her ayın son pazarı sizi sessizliğe davet edeyim.

Derinine dinlediğiniz ve dinlendiğiniz nice anlar dileğiyle.

Sevgiyle kalın.

Burcu YALMAN (PCC, ACPC, ACT)

 

Koçluk da Uyumlanma

“Bir elinde soru diğer elinde cevabıyla gelen danışan”ın ihtiyacı olan tekşey kendinde olanın -özünde olanın- farkındalığına ve arzu ettiği cevapla buluşması için ona alan açılmasıdır.

Hepinizin bildiği gibi araştırmalar göstermiştir ki “Bir iletişimde; Sözcükler %7, Ses tonu %37, beden dili %56 önem taşır.”

Uyumlanma, bir çeşit karşımızdakinin davranışlarıyla kendi davranışlarımızı birbirine yaklaştırmanın yöntemidir. Uyumlanma için kullandığımız becerilerden bir tanesi “Aynalamak”’dır. Siz danışanınızla uyumlandığınız da danışanınız kendisiyle aynı dili konuştuğunuzu, aynı dalga boyunda olduğunuzu hisseder; böyle bir durumda karşınızdakiyle benzeşmeye başlıyorsanız, karşınızdakinin size direnmesi, kendisine direnmesi olacaktır. Duygu ve eylemler birbirlerinin karşılıklarıdır ve bir başka kişinin dünyasına eylem seviyesinde girmek (nefes almak gibi) kolaydır. Bu sezgisel olarak diğer kişinin duygularını yakalayacaksınız demektir. Bu sebeple, iletişim en önemli parçası olan beden dili ve ses tonununda uyumlanmada yeri büyüktür.

Bilinçaltı, kendisini rahatlıkla ifade edebilmesi için güvende hissettiği bir ortama ihtiyaç duyar. Bu görünmeyen alan da kendisi gibi davranan, konuşan, ses tonunda olan,aynı hareketleri yapan, hatta benzer kelimeleri kullanan, enerjisinin içerisindeki tınıları kelimelere döken bir “ayna”dır. Ayna’nın en iyi şekilde yansıtabilmesi için “an’da olabilme pratiği”ni deneyimlemeye ve görüşme süresince kendi düşüncelerini rafa kaldırmaya ihtiyacı vardır.

Uyumlanabilmek için iyi bir “ayna” olduğunuzda; Koçluğunuzda dikkatinizi kendinizden dışarıya karşınızdakine vermenizi, farkındalıkta kalmanızı, Sezgisel güçlü sorular sormanızı ve an’da dans etmenizi sağlar; Danışanınız ise kendisini daha rahat ve güvende hissederek, kendisiyle ilgili kaynaklara kolaylıkla ulaşır ve güven ortamında paylaşımı artar.

Eser PAK (ACC, ACPC, ACT)

 


Medikal Koçluk Eğitimini Başarıyla Tamaladık...


Türkiye’de ilk kez Adler ve Medical Coaching Institute iş birliği ile gerçekleşen Medikal Koçluk programı başarıyla tamamlandı. Tüm destekleri için değerli liderlerimiz Eveline ve Shiri’ye teşekkür eder, katılımcılara koçluk yolcuklarındaki bu değerli adımda başarılar dileriz. Program, önümüzdeki yıl yeniden açılacaktır..


Sonbahar dönemi İzmir Kayıtları başlamıştır!


Yaz döneminde gerçekleşen ilk programımızdan sonra 7-11 Ekim tarihlerinde ICF onaylı sertifikalı koçluk programına tekrardan İzmir’de başlıyoruz. Programlarla ilgili tüm detaylı bilgilere web sitemizden ulaşılabilmektedir. Eğitimlerimize gösterdiğiniz ilgi için yeniden teşekkür ederiz..



Mindfulness/ Bilinçli Farkındalık Eğitimi Eylül Ayında Başlıyor...


1 günlük Mindfulness/Bilinçli Farkındalık Atölyesinde, hayatınızı, tüm potansiyelinizi ortaya koyarak yaşayabilmeniz için gereken araçlar sunmaktadır. Çalıştığınız kurumu veya hayatınızı başarıya taşımak için daha verimli, yaratıcı ve barışçı ama iddialı bir iş ortamı ve çevre oluşturmanızı destekler. 10 Ekim’de gerçekleşecek atöyle ile ilgili detaylı bilgi ve kayıt için workshop@adlerce.com adresinden bizlere ulaşabilirsiniz.


Anlaşmazlık Yönetimi Koçluğu Programı Kasım kayıtları başlamıştır!


Anlaşmazlık Yönetimi Koçluğu Programının gelişmesinde öncü olan Cinnie Noble, CM, BSW, LLM (ADR), ACC, Cmed tarafından 7-10 Kasım 2015 tarihinde tekrardan gerçekleşecek olan Program ile kişiler ve yöneticiler; etkin bir şekilde belirli anlaşmazlıkları önlemeyi veya yönetmeyi ve çatışma yönetimi yetkinliklerini arttırmaları konularında yetkinlik kazanacaklardır. Detaylı bilgi için workshop@adlerce.com adresinden bizlere ulaşabilirsiniz!


Practicum Kış Dönemi Kayıtları devam ediyor..


Sertifkalı Koçluk Programları ardından koçluk yolcuğunuza derinlik katan İleri Düzey Koçluk Programı: PracticumTM Programı Kasım döneminde tekrardan başlıyor. Kısıtlı kontenjandan dolayı kayıt için lütfen practicum@adlerce.com adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.


Bayramınız Kutlu Olsun!


Adler Ailesi olarak Kurban Bayramınızı Kutlar, sevdiklerinizle beraber güzel zamanlar geçirmenizi dileriz...

 

Nur Gedikali

Bu gün gibi hatırlıyorum 2008 yıllıydı. Bumed’de Ersin Günoy ve Darlene Chrissley tarafından Adler’in tanıtımı yapılıyordu. O gün Adler ve Ersin Günoy ile tanıştım. Bu sırada şirketimizde de uluslararası şirket kimliğine dönüşüm, büyüme gibi önemli bir değişim yaşanıyordu. Bu süreçte koçluk almanın koçluk araçlarını kullanmanın bizi güçlendireceğine, katkı sağlayacağına karar verdik. Ingenico ve benim için koçluk yolculuğu bu kararla, istek, heyecan ve merakla başladi. Bu yolculukta Adler ekibi ve Ersin Günoy her zaman bizimle oldu.

Ersin Günoy ile ilk tanıştığımda , güçlü bir satış ve pazarlama yönetimi geçmişine sahip olduğu fark ediliyordu ve bende koçluk konusunda eğitimli, iyi bir girişimci ve lider izlenimi bırakmıştı. Ancak onu tanıdıkça kendisi benim için güçlü soru sorma becerisine sahip, koçluk sanatını iyi kullanan, farkındalık ve değişim yaratan, model aldığım koça-mentora dönüştü.

İlk günlerde koçluğun işim için önemli, geliştirmem gereken bir yetkinlik olduğuna inanıyor, koçluk sürecini verimli ve etkin yönetmek amacıyla koçluk konusunda daha fazla bilgili olmak istiyordum. Adler’in üç modülden oluşan koçluk eğitimini tamamladım. Şanslıydım. Katıldığım sınıf farklı koçluk ekollerinden gelen, Adler ekolünü öğrenmek isteyen, aralarında bu gün Adler liderleri olan koçlardan oluşuyordu. Benim için sınıf arkadaşından daha fazla mentor oldular. Koçluk yapmak, bu amaçla koçluk metodolojisini, koçluk araçlarını uygulamak ve deneyim kazanmak için istekliydim. Oysa koçluk yolculuğu koçluk yapmaktan daha çok koç olmak içindi. Practicum eğitimi sırasında aldığım çok yönlü geribildirimler, kendi kaynaklarımı, değerlerimi koçluklarıma taşımak, koç olmak yolunda beni güçlendirdi. Ersin Günoy bir mentor olarak her zaman koçluk ile ilgili yeni bir hedef koymam için beni cesaretlendirdi. Bu bana sürekli yeni şeyler öğrenen, öğrendiklerini uygulayan bir koç olmam konusunda katkı sağladı ve sağlamaya devam ediyor.

Aynı dönemde kurumsal olarak Ersin Günoy’un desteği ile Ingenico’da etki yaratan bir koçluk sistemi kurduk. Yöneticilerimizi ‘Koç gibi lider ‘ eğitimi ile koçluk konusunda bilgilendirdik. Ardından yöneticiler için birebir koçluklar planlandı. Adler’in deneyimli liderlerinin de içinde olduğu geniş koç havuzuna sahip olması, yöneticilerin onlar için en uygun koçu seçmeleri konusunda destek oldu. Yöneticilerimizin kendileri ile ilgili farkındalıkları artarken, liderlik ve iletişim becerileri de güçlendi. Gelişimin önündeki engellerin fark edilmesi, kullanılmayan iç kaynakların harekete geçirilmesi değişim sürecini olumlu etkiledi.

Birebir koçlukların başarısı almış olduğumuz takım koçluğu ile arttı. İletişim ve takım çalışması becerimiz gelişti. Y kuşağı ile çalışmayı öğrendik. Farklı sesleri duymaya başladık. Bu sürecin şirket içinde farkedilebilir pozitif etkisi diğer departmanlara da yansıdı. Ingenico grup yıllık global “İnsan Kaynakları” toplantısında koçluk deneyimimizi diğer ülkelerin İnsan Kaynakları Yöneticileri ile paylaştım. Farklı ülkelerde benzer çalışmaların başlaması için öncülük ettik. Koçluk sürecinin pozitif etkisi, yöneticilerden, çalışanlara, departmanlardan farklı departmanlara ve hatta farklı ülkelere yansıdı.

Ersin Günoy da koçlarımız arasında yer aldı. Danışanları için farkındalık yaratan, bazen zorlayan, harekete geçiren, yolda tutan, etki yaratan bir koç, İngenico’da koçluk sürecinin kurulması, yapılandırılması ve yönetilmesi aşamasında etik değerlere verdiği önem, güçlü hafızası ve detaycı kişiliğiyle bizim için iyi bir danışmandı. Sıcak, samimi yaklaşımı her zaman gülen yüzüyle, birlikte keyifle, eğlenerek çalıştığımız, Ingenico ailesinin saygı duyulan ve çok sevilen bir üyesi oldu. Ani gelen talihsiz hastalık hepimizi çok üzdü. Ancak, tedavi sürecinde her şeyin eksiksiz devam etmesi için yaptığı hızlı planlama, yarım hiçbir şeyin kalmaması için gösterdiği hassasiyet takdire değerdi. Bu süreçte de birlikteydik.

Gelişime verdiğimiz önem, koçluk sürecinin pozitif etkisi dolayısıyla Adler ekibi ve Ersin Günoy’un katkısıyla, olumlu sonuçlara ulaştık. Geçmiş yıllara göre daha düşük çalışan devir oranına sahibiz ve çalışan memnuniyet oranımız heryıl artıyor. Ingenico Grubun yapmış olduğu bağlılık anketi sonuçlarına göre grup içinde çalışan bağlılık oranı en yüksek ülkeler arasındayız. Katkılarınız için teşekkürler Adler ekibi. Teşekkürler Ersin Günoy. Birlikte yaşadığımız farklı duyguların renklerine boyanmış gökkuşağının altına, başarılı bir koçluk resmi çizdik.

Sevgili Ersin Günoy ışığın bizimle. Sevgi ve özlemle anıyoruz.

Nue Gedikali - HR Manager, Ingenico

 
Ana Sayfa  |  Adler  |  Hizmetler  |  İletişim