Sevgili Koçlar,

2015 Yılının sonuna yaklaşırken sizlere yeni projelerimizi duyurmak ve heyecanımızı paylaşmak istedim. Adler ailesi olarak her geçen gün daha da büyüyoruz. Bu büyüme ile birlikte bizim sizlere karşı olan sorumluluğumuz da artıyor. Yaşadığımız topluma katkıda bulunmak ve aynı anda sizlerin de katılımıyla daha fazla insana dokunabileceğimizin inancıyla iki yeni projeyi açıklamaktan mutluluk duyuyorum.

EMCC-ESU ( English Speaking Union) ve Adler işbirliği ile “ Değişime Kendinden Başla” başlığı altında koçluk projesine başlıyoruz. Gönüllü koçluk yapmak isteyen tüm koçlarımızın katılımını bekliyoruz.

Duyurular size email olarak gönderilecektir.

İkinci büyük projemiz geçen yıl pilot uygulama olarak başlayan ve gittikçe gelişen Yıldız Teknik Üniversitesi Mentorluk Proje Grubu ile gerçekleştirdiğimiz koçluk programını bu yıl tüm üniversiteye yaymayı planlıyoruz. Amacımız Adler koçlarının koçluk saatlerini arttırmaları ve ihtiyacı olan gençlerimize dokunabilmektir. Ayrıca tüm mentorların eğitimini de gönüllü olarak Adler eğitmenleri verecektir. Bu proje ile ilgili duyurular da size iletilecektir.

Üçüncü duyurumuz da Practicum bitiren mezunlarımız için. Adler Kanada Başkanı Linda Page ve Dean Emerita Adria Trowhill ACPC olan koçlarımıza mezuniyet plaketlerini vermek üzere Mayıs sonunda Türkiyeye gelecekler. Sizlere çok özel bir mezuniyet töreni planlıyoruz. Hep birlikte bu güzel olayı kutlayacağız. Ayrıca Linda Page de bir workshop yapacak.

Detayları da mail olarak gönderiyor olacağız.

Koçlar olarak toplumsal sorumluluklarımızın bilincinde olarak ne kadar çok insana dokunabilirsek ne mutlu bizlere. Koçluk değişime bir anlamda tanıklık etmek, bir o kadar da kendi değişimini ve dönüşümünü fark etmektir. Aslında bu muhteşem birlikteliğin dünyamıza ışık yayacağını, anlayışın, huzurun ve sevginin egemen olacağı ortama zemin hazırlayacağına gönülden inanıyorum.

Sevgiyle kalın,
Ayşe CORAL (ACC, ACPC)
Genel Müdür

Mentoru olduğum koçlarda gözlemlediğim ortak bir kaygı var: “aman danışan yanımdan mutlu ayrılsın”. Bu kaygı koçu doğal olarak ürkek kılıyor. Oysa koç danışanı mutlu etmek için değil; danışana ayna tutarak farkındalık yaratmak ve koçluk sürecine dair her zorlu şartta yanında olmak için var. Bırakın danışan kendi hayatı ile ilgili bir hesaplaşma yaşasın, bakış açısının ve yaptıklarının hayat sonuçlarını nasıl etkilediğini fark etsin. Ona izin verin iç muhasebesini sağlıklı yapabilmek adına bunun mutsuzluğunu yaşasın. Yaşasın ki bu duygudan kurtulma isteği danışana hayatının bazı alanlarını yeniden verimli şekilde inşaa edebilmesi için itici güç olsun. Yani danışan kendi ve çevresindekilerinin mutluluğu için emek sarf etmesinin, gelecekteki kendi mutluluklarının ön bedeli olduğunu içselleştirsin. Bundan dolayıdır ki koç, mutluluk konu olduğunda “danışanı neyin mutlu edeceğinden önce” den önce “danışanın mutlu olmasına engel olan kendine ait hallerini” odağına almalıdır. Bu sayede, konulara ya da başkalarının değişimine değil de “insana” koçluk yapıyoruz dediğimiz verimli koçluğu icra edebilir...

Koçlar olarak koçluğun değişim için olduğunu ve değişimin cesaret istediğini hatırlarsak; danışan için konfor alanından çıkma sinyallerinin ne denli hoşnutsuzluk yaratabileceğini de daha net görebiliriz.

Bu konuda sağlam bir duruş sergileyebilmek için önce biz koçların kendi hayatlarımızda “ne şiş yansın ne kebap” tutumundan vazgeçerek; bu hali deneyimlememiz çok kıymetlidir. Lakin başka türlü, zihinde “mutluluk bedelsiz olmalı” tuzağına saplanıp kalırız. Bu da koçluklarımızda bizi ve danışanları emeksiz mutluluk yanılgısına iter. Bugüne dek yüzlerce kişinin hayatını mutluluk perspektifinden incelemiş biri olarak henüz emeksiz bir ekstra mutluluk gördüğümü söyleyemeyeceğim.

Koçluk sürecinin de danışanlara en yararlı olduğuna inandığım noktası, şu ya da bu sebepten örttükleri kendi gerçekleri ile yüzleştirmesidir. Böylece danışanlar daha iyi günler için hangi bedelleri göze aldıklarını, nelerden vazgeçmeyi hangi eylemlerle seçtiklerini sağlıklı şekilde idrak edebilirler.

Mutlulukla kalın…
Dr. Ebru Nurluoğlu
(PCC, ACPC, ACT, CLC) Adler Fakülte Lideri

Yıllar önce bir yönetici olarak koçluğa dair aldığım ilk eğitimlerde koçluk bakış açısının temel taşları olan derin dinleme ve güçlü sorular sorabilmenin en başta iletişim becerilerini ne kadar etkilediğini deneyimleme şansım olmuştu. Geçen zaman içinde, koçluk yaklaşımını daha bilinçli bir şekilde iş ve özel hayatımdaki ilişkilerime aktardığımı ve son derece faydasını gördüğümü rahatlıkla söyleyebilirim. Koçluk konusunda daha derin bir profesyonel kazanımı sağlamam ise kapsamlı ve konuyu farklı boyutları ile ele almayı sağlayan Adler eğitimleri ile oldu. 2009 yılında bir arkadaşımın tavsiyesi ile 3 ayrı modül ile gerçekleşen Adler koçluk programını ve devam eden yılda da Kanada merkezli Practicum sürecini tamamladım. Bu sayede deneyimli ve bu meslekte öncülük eden yurtdışından ve içinden koçlar ile çalışma ve onlardan öğrenme şansını yakaladım.

Bu programların bence en güzel tarafı öğrettiği tüm teknik bilgi ve donanımların ötesinde katılımcıyı en çok da kendi ile buluşturan, bir anlamda yüzleştiren akışı oldu. Her bir başlığa dair öğrenilen bir teknik akış olmakla birlikte, süreç içinde gelişimi ve dönüşümü tetikleyen en önemli etmen, her şeyden önce kendi hayatım ve kendi deneyimim üzerine düşünme, farklı açılardan bakma, seçme ve karar verme fırsatı sunması oldu. Aslında koçluğa dair yıllar içinde farkettiğim en önemli noktalardan biri; koçluğun eğitimler sırasında öğrenilen bir teori olmasından öte kendi hayatına nasıl dokunmak ve neyi değiştirmek istediğine dair yarattığı içsel dinamik… Koçluk, başkalarından önce kendin için yarattığın pozitif etkiyi sürekli kılmakla ilgili bir araç kanımca. Kendin için istediğin ve yarattığın etki, dışarı doğru olumlu etkiyi de beraberinde getiriyor.

Hayatın içindeki farklı parçaları ve rolleri nasıl daha tatminkar, kendimi ve ilişkilerimi nasıl daha doyum ve huzur içinde yönetebilirim sorusunun cevabını bulabilmek her zaman kolay olmasa da koçluk öğretisi bu yolda uygulamaya dönük çok etkili bir kapı aralıyor. Bu sayede kurumsal hayatın içindeki farklı rolleri en etkili ve ahenkli şekilde yönetebilmek ya da kişisel hayatı arzu edilen dengede tutabilmek yolunda seçimler yapabilmenin mümkün olduğunu görüyoruz..

Bu programların sonunda profesyonel bir koç olarak işin tekniğini ve ruhunu bir arada tutabilmenin gücünü, bir birey olarak da hayatın birbirinden ayrılamayacak parçalardan oluşan bir bütün olduğunu ve bu bütün içinde bir uyumu yaratacak güçte olanın o hayatın öznesi olan kişi olduğunu öğrendim. Farklı liderlik ve koçluk programlarına katılma şansını yakaladığım her defa, öğrenmeye, yenilik ve farklılığa açık olmanın getirdiği zenginliğe tanık olmaya devam ediyorum.

Kendimizi ve hayatı zenginleştirdiğimiz nice öğrenmelere…

Banu Parlar
Garanti Bankası - Profesyonel Yönetici Koçu ve Eğitici