 |
|
|
 |
Yansıtma
Duyduklarınızı danışanınıza geri yansıtmak
dinlemenin doğal bir sonucudur. Danışandan duyduklarınızı ve
sezinlediklerinizi yansıtmak çeşitli amaçlara hizmet eder:
Danışan sizin tarafınızdan fark edildiğini,
duyulduğunu ve tanındığını hisseder. Bu ilgi ve güven uyandırır.
Danışan fark edildikçe ve tanındıkça, kendini de daha iyi fark etmeye, duymaya ve tanımaya başlar.
Duyduğunuz hisleri yansıtmak, duygusal
farkındalığı da yaratmaya başlar. (Duygusal farkındalık, duygusal
zekanın temelidir.)
Hatasız bir yansıtma, danışanın durumunun netleşmesine yardımcı olur.
Basit yansıtmalar kabulü, açıklığı,
kavramayı destekleyebilir, ki bunlar gerçeğe yakın olmanın anahtarıdır.
Duyduğunuzu yansıtmak danışanla koordinasyon
içinde çalıştırır. Danışanınızın tecrübesini doğru anlayıp
anlamadığınızı sınamak için bir fırsattır
Bu beceri ile ilgili birkaç ipucu:
Yansıtmalarınız bir ayna gibi olmalı, fakat
danışanı taklit etmemelisiniz. Mümkün olduğunca danışanın dilini ve
terminolojisini kullanın.
Danışanın anlattığından gördüğünüz ya da
anladığınız kaynakları ve yapıyı da yansıtın, böylece danışanın bu
öğelerle ilgili farkındalığını da desteklemiş olursunuz.
Danışanı nasıl görüyorsanız yansıtın, kendi
karakterlerini kendilerine gösterin. Örneğin “Bu cesurcaymış!” ya da
“Çok şefkatli bir yaklaşım.”
Konuşurken hızınız ve ses tonunuzu ilgi
çekecek şekilde kullanın. (Bu sadece yansıtma yaparken değil tüm süreç
boyunca gerekmektedir.)
Kısa ve öz olun. Danışanın her söylediğini
tekrarlamak zorunda değilsiniz. Tamamlayıcı bir yansıtma oldukça
yardımcı olacaktır, örneğin danışanın düşünceleri, sezgileri ve
duygularının kısa bir özeti olabilir.
Yansıtmalar mutlaka kelimesi kelimesine
yapılmaz. Bazı yararlı yansıtmalar mecaz içerebilir. (örneğin “Sanki
kafesteki bir aslan gibi hissediyor gibisiniz.”
Bazen, danışanın ağzından duymadığınız bir
şeyi de yansıtabilirsiniz: Duyduğunuz değil, ama sanki hissettiğiniz
bir eksiklik vardı.
Danışanın durumuyla ilgili algınıza bağlı
kalmayın. Eğer o sizin fikrinize katılmıyorsa, bırakın söylesin.
Bir
dostun size yapabileceği en iyi yardım yüzünüze bir ayna tutarak
cesaretlendirmektir ki kendi asil görüntünüzü görebilesiniz.
~George Bernard Shaw
Yücel KOSAL
(MCC, CPCC, ACT)
 |
|
|
|
|
 |
 |
|
|

Practicum Mezuniyet Töreni
Adler Central Europe olarak bugüne kadar
gerçekleştirdiğimiz Practicum Programı mezunlarımızla birlikte, Adler
Kanada Fakülte Başkanı Linda Page ve Eğitmenimiz Adria Trowhill’in de
katılımıyla Practicum Mezuniyet Töreni’ni 25 Mayıs günü gerçekleştirdik.
Değerli fakülte liderlerimiz ve sevgili mezunlarımızla geçirdiğimiz bu
harika seremoninin büyüyerek devam etmesini diliyoruz. Mezunlarımıza çok
teşekkür ederiz.

Practicum Kasım Programı Başlıyor
İleri Düzey Koçluk Programı Practicum
Sonbahar dönemi kayıtları için ilginize teşekkür ederiz. Programa
katılım talebinden dolayı Kasım ayında da Practicum Programı
başlayacaktır.
Koçluk Yolculuğunda Derinleşmek için
İleri Düzey Koçluk Programı:
Practicum™ Programı Kasım 2016
kayıtları başlamıştır. Erken kayıt avantajlarından yararlanmak ve
sınırlı kontenjan ve başvuru için practicum@adlerce.com adresinden
bizlere ulaşabilirsiniz.

Conflict Management (Anlaşmazlık Yönetimi Koçluğu) Aralık Ayında Tekrardan Başlıyor
Geçtiğimiz yıl ilkini
gerçekleştirdiğimiz Conflict Management (Anlaşmazlık Yönetimi Koçluğu)
Programı 1 - 4 Aralık 2016 tarihlerinde İstanbul’da yeniden
başlayacaktır. Kişilerin etkin bir şekilde belirli anlaşmazlıkları
önlemeleri veya yönetmeleri ve anlaşmazlık yönetimi yetkinliklerini
arttırmaları konusunda yardımcı olan Anlaşmazlık Yönetimi Programı ile
becerilerinizi artırabilirsiniz. Detaylı bilgi ve sınırlı kontenjan
fırsatlarından yararlanmak için info@adlerce.com adresinden bizlere
ulaşabilirsiniz.
|
|

Sonbahar Dönemi İzmir Koçluk Programları Başlıyor
Sonbahar döneminde İzmir’de yeniden
Koçluk Programlarımıza başlıyoruz.21- 25 Eylül tarihlerinde yapılacak 1.
Modül programı ile ilgili detaylı bilgi için bizlere; info@adlerce.com
adresinden ulaşabilirsiniz.

Adler Central Europe Liderlerinin Video’larını izlediniz mi?
Koçluk ve Koçluk yolculuğun hakkında tüm
liderlerimizin “Koçluk” hakkındaki değerli görüşleri Adler Central
Europe Youtube kanalımızdan izleyebilirsiniz. Adler Central Europe
kanalına üye olarak “Koçluk” hakkında videoları takip edeblirsiniz.
Üniversite Öğrencilerine Gönüllü Koçluk Projesi
IProje 2015 yılında Adler CE Yönetici
Koç’larından Burak Güner tarafından Yıldız Teknik Üniversitesi’nde 15
öğrenciye gönüllü koçluk yaparak başlamıştır. 2016 yılında Yıldız Teknik
Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Bilgi Üniversitesi olmak
üzere 3 üniversitede toplam 100 öğrenciye halen gönüllü koçluk
yapılmaktadır. Proje kapsamında bizlere destek olan tüm liderlerimize
ilgileri ve destekleri için teşekkür ederiz...

ICF Türkiye’ye Üye Oldunuz mu?
ICF Türkiye Uluslararası Profesyonel
Koçluk Derneği, koçluk mesleği, işlevleri ve topluma katkıları hakkında
toplumun farkındalığını yükseltmek ve üyelerinin yetkinlik ve
etkinliğini arttırmak amacıyla 2005 yılında Türkiye’de faaliyete
geçmiştir. ICF Türkiye, koçluğu meslek olarak yapmakta olan bir çok
Koç’un da buluşma noktası olmuştur. ICF Türkiye’ye üye olarak bir çok
üyelik avantajlarından faydalanabilirsiniz. http://www.icfturkey.org/
|
Ramazan Bayramınızın Şeker Tadında Aileniz ve Sevdiklerinizle sağlıkla geçmesini dileriz.

Mutlu Bayramlar!
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
Dr.Barbaros KON
Humanica İnsan Kaynakları
KARİYERİMDE BEN OLABİLMEK
Globalleşen Dünya rekabeti, rekabette
değişimi, değişim de farklılaşmayı getiriyor. Farklılaşanın yaşadığı
farklılaşmayanın yok olduğu bir dünyada yaşıyoruz. İşte kariyer
hayatımıza bu açıdan bakabilirsek farkı yaratır ve işimizin lideri
olabiliriz. Farklı olabilmek için önce okuduğumuz okulu veya yaptığımız
işi farkı görebilmemiz gerekiyor bunun içinde mesleğimize farklı
bakabilmemiz ama en önemlisi güçlü hayaller kurabilmemiz ve yaratıcı
bakış açısına sahip olmamız gerekiyor. Bu dünya da var olabilmek için
insan ilişkilerimizde, düşünce tarzımızda ve iş yapış tarzımızda değişim
göstermemiz gerekiyor. Geçmiş kalıplarımız ve mevcut yapımız ile bu
yeni ortama uygun çözümler üretmek sadece kendi kapasitemizi aşmaktır.
Her şeyin değiştiği bu ortamda ya ölümü bekleyeceğiz, ya değişimi
yaşamayı seçeceğiz ya da değişimi yöneteceğiz. Einstein çok güzel
söylüyor “ Sürekli aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekliyorsanız,
DELİSİNİZ” demiş. Sizde hala okulda okuduğunuz kitaplarla, derslerle bir
şeyler yapmaya çalışıyorsanız, hala standart mülakat teknikleri ile iş
görüşmelerine katılıyorsanız, standart CV’ler hazırlayıp çağrılmayı,
standart iş görüşmeleri yapıp işe kabul edilmeyi bekliyorsanız bence siz
de DELİSİNİZ. İşte bu yazıda size özellikle yaptığınız meslekte daha
iyi değil daha farklı olmayı vurgulayacağım ama önce size kendinizi
keşfettirteceğim.
Ben hep şuna inanırım; farkındalığı olanlar
her zaman fark yaratır, fayda yaratır ve başarılı olurlar. İşte başarı
önce kendinizi tanımakla yani kendinizle ilgili farkındalıkla başlar.
Yaşamanız boyunca yapabileceğiniz en güzel yolculuk, kendinizden doğru
başlayan bir yolculuktur. Unutmayın dışarıya bakan rüyadadır, kendi
içine bakan uyanıştadır. Bu yazıyı bitirdiğinizde, bir iş görüşmesine
gitmeden önce kendi içine bakmış ve kendinden yolculuğa başlamış
birisini bulacaksınız. Çünkü iş görüşmesine gelen birçok kişinin hatta
iş hayatındaki birçok kişinin kendilerinin kim olduğunu ve ne istediğini
bilmediklerini görmekteyiz. Zaten yapılan bir araştırmaya göre iş
seçiminde kendimizin etkisi sadece %18, diğer %82’nin dağılımı ise
şöyle; %9 öğretmenler, %26 arkadaşlar, %47 ise ailemiz etkili olmuş.
Üniversitede derse girdiğimde dönemin başında öğrencilerime ilk sorduğum
soru şu; olmak istediğin yer neresi? Ne yazık ki öğrencilerimin birçoğu
öyle yerler ve meslekler söylediler ki hiçbiri okudukları bölümle
alakası yok. Ardından burada okuma nedenlerini sorduğumda “annem-babam
istedi” diyorlar. Annen baban senin kötülüğünü ister mi dediğimde
“istemezler” diyorlar ve sonuçta şunu anlıyorum ailemizle konuşmuyoruz
ki. Ailemizde birazdan benim size soracağım soruları size sormuyor ki?
Ondan sonra %95’imiz istemediğimiz bir bölümde okuyor ve %90’nımız ise
hayal etmediğimiz bir mesleği yapıyoruz.
İşte her şey hayal etmekle başlıyor. Einstein
der ki “Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür, hayal gücü ise
her yere”. Unutmayın peşlerinden gidecek yeterli gücünüz varsa bütün
hayalleriniz gerçek olabilir. Ancak öncelikle hayallerinizi vizyona,
vizyonunuzu amaçlara, amaçları hedeflere ve hedefleri eylemlere
dökerseniz hayalleriniz gerçek olabilir. Hayalle vizyon arasındaki fark
eylemdir. Eyleme geçirilmemiş bir vizyon sadece hayaldir. Vizyona sahip
olmak gelecek resme sahip olmak demektir. Yani 2030 yılının “Ocak ayında
bir sabah nerede uyanıyorsunuz?”, “nasıl bir evde uyanıyorsunuz?”,
“nasıl bir işe gidiyorsunuz?”, “işyerinde kapınızda ne yazıyor?”. Eğer
bunların cevabını net olarak verebiliyorsanız hayatınızın kontrolü sizin
elinizdedir, yoksa hayatınızın kontrolünü başkalarına verecek ve
başkalarının kontrolünde onların istediği hayatı yaşayacaksınız
demektir. Gelecek resmi yani vizyonu net olan biri “algıda seçicilik”
mantığı ile önüne çıkan fırsatları görür ve seçer, aksi halde tabiri
caiz ise ineğin trene baktığı gibi önündeki fırsatlar gözünün önünden
geçip gider yani seyirci olur. İşte bu hayatta seyirci değil sürücü
olmak istiyorsanız şimdiden bu soruların cevaplarını arayın ve yola
cesaret göstererek çıkın. Kaplumbağlara dikkat edin kafalarını
çıkardıklarında ilerleyebiliyorlar.
Gelelim size ayna tutacak sorulara…Peki bu
sorular ne? Bu soruları size bir arkadaşınız sorsun ve siz gözlerinizi
kapatarak iç dünyanızda bu sorulara cevap verin.
Ben Kimim ve Ne İstiyorum?
Kendimi Nasıl Bir İnsan Olarak Algılıyorum?
Kendimi Seviyor muyum?
Kendimi Değerli Buluyor muyum?
Hayalim Ne?
Hayalimi Gerçekleştirme Gücüne Sahip miyim?
Hayat Amacım Ne? Ne İçin Yaşıyorum?
10 Yıl Sonra Olmak İstediğim Yer Neresi?
Bu Yerin Benim İçin Önemi Ne?
Bu Yerde Olabilmek İçin Nelere İhtiyacım Var?
Hangisini Önce Gerçekleştireceğim?
Nasıl Gerçekleştireceğim? Bu Konuda İlk Adımım Ne Olacak?
İlk Adımı Ne Zaman Atacağım?
Bu Adımı Attığımda ve Olmak İstediğim Yerde Olduğumda Hayatımda Neler Daha Farklı Olacak?
Bu Yolculuk Sırasında Hangi Güçlü Yönlerimden Faydalanacağım?
Benim Kimseye Ezdirmeyeceğim Temel Değerlerim Neler?
Benim Motivasyon Kaynaklarım Neler?
Bu Hayattaki Rollerim Neler?
Bu Dünya Bana Göre Nasıl Bir Yer?
Kendimi Geliştirmek İçin Öncelikli Olarak Yapmam Gerekenler Neler?
İşte sadece 5 dakika ayıracağınız bu soruların
cevaplarını bulduğunuzda, kendinizi tanımaya başladığınızı
göreceksiniz. Bazı soruların cevaplarını bulamayacaksınız ancak en
azından bu soruları kendinize bugüne kadar sormadığınızın farkına
varacaksınız. Bu bile büyük bir farkındalık. Başarı, kendini tanımaktan
başlar. Kendini tanımak yetmez, vizyonunu ve amaçlarını belirlemen, bu
amaçları gerçekleştirmek için strateji ve planları oluşturman ve bu
planları eyleme geçirip sürekli kontrol edip geliştirmen halinde başarı
gelir. Yönlendirici bir vizyona sahip olmayan bir kişi de hayatta işinin
lideri olamaz. Amin Malouf der ki “Hayat Başlar ve Biter ! Nasıl
başlayıp, ne zaman ve nerede sona erdiği değil, ikisi arasına neler
sığdırabildiğin önemlidir.” İşte iş görüşmesine giderken, görüşme
tekniklerini bilmeden önce “kendini” bilmelisin. Ben bu yazıda size ayna
olmaya çalıştım. Bu aynaya baktığınızda karşınızda kendinizi, yani bir
cevheri göreceksiniz, işte bu cevheri mücevhere döndürmek için neler
yapabilirsiniz onu da bir sonraki yazımda paylaşıyor olacağım.
2016 yılının size parlak bir gelecek getirmesi
umuduyla sağlık, mutluluk ve başarı dolu nice yıllar dilerim… Sevgiyle
Kalın…
|
|
|
|
|