 |
|
|
 |
KOÇLUK ile VAROLMANIN GÜCÜ
İnsan hazır olmadığı şeyi göremez.
Koçluk gerçekte görünen ve görünmeyi görmemizi ve en önemlisi de kalbimizle görmemizi sağlar.
Kalbimizle görmeye başladığımızda ilkönce
kendi gerçekliğimizi , kendi hayallerimizi , isteklerimizi,
değerlerimizi,beklentilerimizi , güçlü yanlarımızı farkedip
içselleştiririz.
Böylece gerçek “ ben “ e , özümüze ulaşıp ,
bu öz ile varolmanın gücünü hisseder ve keyfini yaşarız.Kendimize daha
fazla güvenerek , tüm kalbimizle inanarak , duygu ve düşüncelerimizi
parlatarak istediğimizi gerçekleştirme gücüne sahip olabiliriz.
Evrenin içerisinde , büyük bir bütünün eşsiz
bir parçası olarak , irademiz ile hayatımızı yeniden şekillendirebilir
ve bilinen değil , yaşanan gerçeklerle büyür ve gelişiriz.
Hayat olması gerektiği gibi değil , olduğu gibidir.
Onu değiştiren onunla başa çıkma biçimimiz , onu yeniden şekillendirme yeteneğimizdir.
Koçluk yolculuğu , “ bizi bize “ daha fazla
göstererek , yaratılanı ve var olanı zenginleştirerek yaşatmamızı ve
büyüterek, besleyerek kalıcı hale getirmemize yardımcı olur.
Ayşe Elerman NEMUTLU (PCC, CPCC, ACT)
Adler CE Fakülte Lideri
 |
|
|
|
|
 |
 |
|
|

Conflict Management (Anlaşmazlık Yönetimi Koçluğu) Aralık Ayında Tekrardan Başlıyor
Geçtiğimiz yıl ilkini
gerçekleştirdiğimiz Conflict Management (Anlaşmazlık Yönetimi Koçluğu)
Programı 1 - 4 Aralık 2016 tarihlerinde İstanbul’da yeniden
başlayacaktır. Kişilerin etkin bir şekilde belirli anlaşmazlıkları
önlemeleri veya yönetmeleri ve anlaşmazlık yönetimi yetkinliklerini
arttırmaları konusunda yardımcı olan Anlaşmazlık Yönetimi Programı ile
becerilerinizi artırabilirsiniz. Detaylı bilgi ve sınırlı kontenjan
fırsatlarından yararlanmak için info@adlerce.com adresinden bizlere
ulaşabilirsiniz.

Practicum Kasım Dönemi Başlıyor
İleri Düzey Koçluk Programı Practicum Sonbahar dönemi kayıtları için
ilginize teşekkür ederiz. Programa yoğun katılım talebinden dolayı 2016
yılı 3. dönem Practicum Programı başlayacaktır.
Koçluk Yolculuğunda Derinleşmek için
İleri Düzey Koçluk Programı:
Practicum™ Kasım dönemi program
kayıtları başlamıştır. Erken kayıt avantajlarından yararlanmak ve
sınırlı kontenjan ve başvuru için practicum@adlerce.com adresinden
bizlere ulaşabilirsiniz.
|
|

İzmir Adler Buluşması
22 Eylül Perşembe günü İzmir Kaya Termal
Otel’de Adler İzmir Öğrencileri ile buluşuyoruz. Yeni dönemde bir araya
gelmek, deneyimlerimizi paylaşmak ve birlikte keyifli vakit geçirmek
için Adler İzmir Buluşması’nda sizleri de aramızda görmekten mutluluk
duyacağız...

Rahmetle Anıyoruz
Şirketimizin Kurucu Ortağı, Merhum Ersin
Günöy’ü aramızdan ayrılışının 2. Yılında her geçen gün artan bir özlem,
sevgi ve rahmetle anıyoruz... Koçluğa olan sevgisi ve adanmışlığının
ışığında canı gönülden yolumuza kararlılıkla ona layık bir şekilde devam
ediyoruz.
 |
|
|
|
|
|
 |
|
|
DUYUYOR MUSUN?
Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?
Evet…
Tabii ki..
……
Yani bilmem, duyuyor mu? Duymuyor sanırım. Hiç dikkat etmedim. Bazen duyuyor bazen duymuyor … Yani…
Sanırım…
Bilmiyorum.
Güzel soru bunu düşünmem lazım…
Kendime bu soruyu ilk sorduğumda , verdiğim cevaplar yukarıdakiler gibiydi.
O andan sonra hissettim ki, sözlerimin,
karşımdaki insanda beklediğimden farklı tepkiler yarattığı zamanlar,
kendimi duymadan konuştuğum zamanlardı. Ne sesimin tonunu ne de
söylediklerimi hatırlamıyordum. Oysa seçtiğim sözlerin her zaman
düşünülerek seçildiğini zannederdim. Kendimi duymaya odaklandığımda ,
sözlerimde varsayımlarımı, gereksiz sertlikte ses tonumu, yargılayan
ifadelerimi , kastettiğimden farklı söylemlerimi duymaya başladım.
Koçluk yetkinliklerinin en önemlilerinden
biri etkin dinlemektir. Etkin dinlemek, “bir çocuk merakıyla” sorular
sormak, “danışanın satır aralarını” duymak, kendi varsayımlarımızdan
uzak, gerçekte danışanın ne söylediğini anlamaya çalışmak,
anladıklarımızı yansıtmak ve danışanın da kendi söylediklerinin farkına
varmasını sağlamak…
Burada danışanın söylediklerini tekrar
etmek, mümkün olduğunca danışanın sözcüklerinden ve ifade ediş
biçiminden uzaklaşmadan kendi söylediklerini bir de bizim sesimizden
duyurmak. Ben bunu danışanın kendi sözlerini “duyması” olarak
tanımlıyorum. Tıpkı kendimizi duymaya odaklandığımızda olduğu gibi.
Sözlerimiz, davranışlarımız, iletişimimiz
hatta bireylerden markalara uzanarak marka iletişimleri, reklamları,
görselleri her zaman ifade etmeye yöneliktir. Ne söylemek istediğini,
amacını anlatmak, iletmek istediği mesajı anlatmak, dikkat çekmek,
dikkat çekerken yanlış “algı” oluşturmamak… İletişimimizdeki yegane amaç
birşeyler ifade etmektir. İster sözlü ,ister yazılı, ister görsel
olsun, hepsinin içini ifade etmeye çalıştıklarımız ile doldururuz. Peki
bu çabamız karşı tarafa ne kadar ulaşır ? Tabii ki algılandığı kadar
diyeceğiz değil mi?
Peki nedir bu algı?
Ben algıyı , ortaya koyduğum iletişimin
karşı tarafa nasıl ulaştığı şeklinde tanımlıyorum. Yani sesimin karşı
tarafa nasıl ulaştığı, sözlerimin nasıl duyulduğu, resmimin nasıl
göründüğü… Benim baktığım yerden değil, mesajın gitmesini istediğim
yerden nasıl göründüğü. Tıpkı bir tabloyu asıp karşısına geçip bakmak
gibi, bir şarkı söyleyip sonra acaba nasıl söyledim endişesiyle dinlemek
gibi.
Heralde hepimizin hayatında en az bir kez
“Sözlerimden bunu mu anladın ?” sorusu olmuştur birilerine karşı. Tabi
bu soruyu sorma şansımız olduysa.
“Ben ne söylüyorum?”, “Sözlerim , kendimi
fade edişim ya da edemeyişim nerelerden geliyor?” “Varsayımlarım mı ben
mi konuşuyorum?”, “Biriken öfkelerim mi sesime yansıyan?”, “Şu an nedir
duygum?”, “O halde neden yüksek sesim, neden sert ve kelimelerim?”
“Ağzımdan çıkanı kulağım duyuyor mu?”
“Sözlerimden bunu mu anladın?”
Peki ben sözlerimden ne anladım…
Herşey kendini duymaya başlamakla başladı
benim için. Önce kendimi duydum , sonra uzun uzun dinledim, kendime
sorular sordum, sonra karşımdakini duydum ve sonra derin derin dinledim.
Bu uzun yolculuğun başındayım ve muhtemelen başında kalacağım. Şİmdi
bir arkadaş buldum bu yolculukta yanyana yürüsünler istedim.
“Görmek”… Aramıza hoşgeldin.
Bakalım senin için neler soracağım kendime?
Berna Tunç İpekyol / Perakende Planlama & E-Ticaret Müdürü
|
|
|
|
|