ZİHİN YAPILARI
Aileler, toplumlar çocukların zihinlerini hangi amaçla ve nasıl yapılandırıyor?
Koçlukta soru sormak ve dinlemek önemlidir.
Adler Central Europe’un bu ayki e-bültenine bir yazı yazmam istendiğinde
düşünmeye başladığım ilk soru bu oldu. Bu soruyla koçluk arasındaki
ilişkiyi açıklamak üzere bu yazıyı yazmak geçti gönlümden.
Önce beyin ve zihin arasındaki farkı tekrar
vurgulamakta yarar var. Bunu bilgisayar ile benzerlik kurarak
açıklarsam, beyin donanım, zihin de yazılımdır. Çocukluğumuzdan itibaren
zihnimizi yapılandıran önemli etkenlerde öncelik anne ve babanındır.
Daha sonra aile büyükleri, teyzeler, halalar, amcalar ve öğretmenler
zihni yapılandırmaya devam eder. Kendi doğrularını kamu spotu gibi çocuk
zihnine empoze edebilirler. Çocuk bazı empozeleri kesin doğru olarak
alır ve kabul eder, bazılarını da sorgular ve kendi seçimlerini yapar.
Yapılanmış zihinler sorgulanmadığı sürece
kendilerine doğru, yanlış, iyi, kötü diye yüklenmiş zihin yapısıyla
devam eder. Koçluk işte bu sorgulamayı yapmayı sağlar, düşünceleri
kışkırtır. Zihnimizin artık işe yaramayan, bize hizmet etmeyen
kalıplarını bilinçli bir seçimle terk etmemizi sağlar. Eğer hizmet eden
kalıplarsa bunları da bilinci bir seçimle hayatımızda tutmamızı sağlar.
Devlet, toplum, eğitim sistemi, aile büyükleri
uyumlu vatandaş, yönetilebilir insan, bilgili ama sorgulamayan uzmanlar
isteyebilirler. Yönetmesi kolay insanlar yetiştirmek için hiç
sorgulanmadan kabul edilmesi gereken kalıpları empoze edebilirler. Zihin
yapımızı etkileyen kamu spotları gibi doğrulara inanmanın bize büyük
maliyetleri olabilir.
En çok karşılaştığımız zihin yapıları:
1. Yapanlar: Ne zaman, nerede ve ne yapacağımı
birisi bana söylesin. Ben iyiyi, kötüyü, doğruyu ve yanlışı yönetemem.
Birisi beni yönetsin, ne yapacağımı da söylesin.
2. Yapa-bilenler: Bilmek önemlidir. Kendi
alanımda her şeyi bilmeliyim. Daha çok konsantre olmalıyım, öğrenmeli ve
yaptığımı en iyi şekilde yapabilmeliyim. Başkaları benim kadar iyi
bilemez ve yapamaz. En iyisi ben yapayım. Ben daha hızlı ve iyi
yapabilirim.
3. Yönete-bilenler: Sorumlu olduğum her ne
varsa, girdileri, süreci ve çıktıları kontrol etmeliyim. Kontrol
etmezsem ve sonuçların istediğim gibi gitmesini sağlayamazsam her şey
kontrolden çıkabilir. Sonuç odaklı ve mükemmeliyetçi olmak iyi bir
şeydir. Güven verir.
4. Sorgulaya-bilenler: İyi, kötü, doğru,
yanlış her şeyi sorgulamakta yarar var. Sorgulayan zihin beslenir, büyür
ve gelişir. Meraklı olmak, farklı olmak, öğrenmek ve gelişmek için her
şeyi sorgulamak gerekir. Öğrenmenin en iyi yöntemi sorgulamaktır.
5. Göre-bilenler: Geçmiş ve şimdi olan her şey
önemlidir. Ancak, ne olacak daha önemlidir. Geçmişte ve şu anda olanlar
neye neden olur, nasıl bir süreç, sonuç ve etki yaratır. Geleceği
şekillendirmek gerekir. Plansız bir gelecek tehdittir. Gelecek hayal
edilmeli, görülmeli ve iyi planlanıp gerçekleştirilmelidir.
6. Okuya-bilenler: Dünyada neler oluyor? Ne
neyi, nasıl etkiliyor? Büyük resimde ne var? Bütün dünyada neden sonuç
ilişkisi içinde geçmişte ne oldu, şimdi ne oluyor ve gelecekte ne
olacak? Bütün bunları bilmeli ve sistemlerde gereken değişiklikleri
yapabilmek için bir şeyler yapmalıyım.
7. Kabul edebilenler: İnsanlığın ve doğanın
yararına değiştirebileceğimiz her ne varsa değiştirebilmeli,
dönüştürebilmeli ve bunun için ne gerekiyorsa yapabilmeliyiz.
Değiştiremeyeceğimiz her ne varsa kabul etmeli ve olanlardan öğrenmeli
ve yarar sunmalıyız. Kabul edebilmek büyük bir güçtür. Dinginlik, sevgi
ve saygı ile bilgece bir duruş en iyisidir.
Bir kısmını anlatmaya çalıştığım zihinsel
kalıplar ve düşünme şekilleri, bilinç seviyemiz, yaşımız ve
deneyimlerimizle beraber değişir, dönüşür ve gelişir. Koçluk bütün
bunları sorgulayıp yeniden düzenleyebilmemizi sağlayan ve düşünce
kışkırtan yöntemler sunar.
Vedat Erol (MCC, ACPC, ACT)
Adler CE Fakülte Lideri |