Coaching for positive change
 
 

CESARET

KOÇLUK yolculuğu ile keşfedilen CESARET derinliğimize ve içimizdeki “ben“ e izin vermek , “ öz“ ümüze ulaşmak için istekliliktir.

Cesaret, dünyanın merkezi olmaktan çıkabilme,
 mükemmelliyetlikten uzaklaşma , hayattaki seçimleri görme yetkinliği kazanma , bilinçli seçimleri yapabilme, bizim dışımızda yapılan seçimler de etki alanımızı genişletebilme ve yaşamı yeniden şekillendirebilme becerisidir.

Cesaret, kendine acımaktan vazgeçebilme,
 Cesaret, kendimizin, başkalarının ve sisteminin sesini yüreğinle duyabilme, yüreğinle bakabilmedir.

Bedenimizin sesini, yüreğimizin sesini dinleme cesaretini en son ne zaman ve nasıl gösterdik? Yaşama devam ederken gerçek “öz“ ümüzle mi yoksa “hayatta kalan maskeli“ tarafımızla mı konuşuyoruz, dinliyoruz, görüyoruz?

İletişim varsaydığımız post-modern akımın içerisinde gerçekten neredeyiz? “İletişim içinde“ mi, yoksa “iletişim dışında“ mı yız? Gerçeklik varsaydığımız yer neresi? Gerçekle gözgöze geldiğimizde ve farkındalıkla ilerlediğimizde, geri adım atmayı reddettiğimizde, cesur yaşıyoruz…

Başarıyı incinebilirlikle zenginleştirdiğimizde, kendi “öz“ ümüzden destek almayı teniden tanımladığımızda Cesaretle ilerliyoruz.

Kendi yaşamımıza ve başkalarının yaşamlarına Cesaret ile dokunabiliyoruz…

Kendimize ve yaşamımızda bizimle birlikte var olmuş, var olan ve var olacak lara en büyük armağan tüm kalbimizle yaşamıak, yaşamı sevmek ve büyük cesaret göstermektir. Kendimizi ve başkalarını derinden görmek CESARET ister…

Ayşe Elerman Nemutlu, Adler CE Fakülte Lideri
(PCC, CPCC, ORSCC, ACT))

 
 

BÜTÜNSEL LİDERLİK ve DUYGUSAL ZEKA

Günümüzde kurumlarda liderliğin önemi tartışılmaz bir gerçek.Liderlerin en önemli fonksiyonu ve etkisi bağlı çalışanları ortak hedefe doğru harekete geçirmek, bunu yaparken de ilham veren olabilmektir.

Bir liderin olmazsa olmazı gerektiğinde yöneticilik, koçluk, mentorluk ve çatışma yönetimi araçlarını durumsal olarak kullanabilmesidir.Bu durumda liderler bütünsel olarak tüm yetkinlikleri doğru kullandığından zamandan ,çalıştığı pozisyondan ve kurumdan bağımsız olarak başarılı olmanın altın anahtarını ellerinde tutarlar.

Liderlerin başarısı ister strateji, isterse operasyonel olsun bunu nasıl yaptığına bağlıdır.Bu başarının temelinde vizyon, strateji, planlama, uygulama ve güçlü fikirler vardır.Oysa bundan çok daha önemli olan liderin duygulara hitap edebilmesidir.Herşeyi doğru yapsa bile duygulara doğru hitap etmediğinde hiçbir şey olması gerektiği gibi yolunda gitmeyecektir.

Bu nedenle bütünsel liderliğin güçlü araçları olan koçluk, mentorluk ve çatışma yönetiminin de aslında temelini kendimizin ve başkalarının duygularını anlamak ve onları doğru yönetmek oluşturmaktadır.

Liderliğin nöroanatomisine bakıldığında yapılan bir araştırma sonucunda ortalama performansın üzerinde performans gösteren yıldız liderlerin ayırıcı yönlerinin ,dört duygusal zeka yeterliliğini ortaya koymuş olmaları olarak bulunmuştur.Bunlar sonuç odaklılık,inisiyatif üstlenme yeteneği,imece ve ekip çalışması becerileri ve ekiplere önderlik etme yeteneğidir.

Duygusal zekanın dört parametresini hepimiz biliriz;özbilinç,özyönetim,sosyal bilinç ve ilişki yönetimi.Duygusal zeka yeterlilikleri doğuştan gelen değil sonradan öğrenilmiş yeteneklerdir.Liderlerin daha uyumlu ve ahenkli dolayısıyla daha etkili olmalarını sağlamakta benzersiz ve tartışmasız katkısı vardır.

Bu durum performansın son derece önemli olduğu kurumlarda ,liderlerin daha etkili bir biçimde önderlik yapmalarını ve bu konularda destek almalarını gerektirmektedir.

Tüm bunların yanı sıra önemli olan, liderlerin belirli liderlik modelleri ile çalışmaları ve bu modellerle duygusal zeka etmenlerini ve kendi otantik yaklaşımlarını harmanlayabiliyor olmalarıdırlar.

Duygusal zekayı iyi kullanan liderler, insanların en iyi yanlarını ortaya koyabilecekleri ve ellerinden gelenin en iyisini yapabilecekleri ortamlar oluştururlar.Oluşan ortam coşkulu,esnek,açık iletişim ve dürüstlük değerleri üzerine oturmaktadır.Ayrıca artık yeni kuşaklarında bu ortamlarda eski kuşaklardan farklı olarak çok daha iyi performans gösterdikleride göz önünde bulundurulmalıdır.

Işıl YAZICI, Pazarlama ve İş Geliştirme Danışmanı
(PCC, ACPC)

 
 
 
Practicum Programı 2018 Kayıtları Başlamıştır
 
Koçluk beceri ve yetkinliklerinizi daha da ileri taşıyacak İleri Düzey Koçluk Programı: Practicum 2018 dönemi kayıtları açılmıştır. Detaylı bilgi ve kayıt için practicum@adler.com adresinden bizlere ulaşabilirsiniz.
 
 
Mindfullness- Bilinçli Farkındalık Programını Başarıyla Tamamladık...
 
Mindfullness- Bilinçli Farkındalık Programını ilk defa 5 Ağustos tarihinde gerçekleştirdik. Tüm katılımcılara ve değerli eğitmenimiz Ayla Türkmen (PCC, ACPC)'e teşekkür ederiz.
 
 
 
Adler Koçluk ve Mentorluk Hizmetleri Videosunu izlediniz mi?
 
Adler Koçluk ve Mentorluk videomuzu izlemek için lütfen tıklayınız…
 
 
Dubai'de Koçluk Programlarımız Sonbaharda yeniden Açılıyor!
 
ICF onaylı Adler Central Europe Sertifikalı Koçluk Programlarına Dubai'de 10-14 Ekim tarihlerinde 1.Modül ile tekrardan başlıyoruz. Adler global koçluk modeli ve yaklaşımı ile diğer ülkelere hizmet veriyor olmaktan çok mutluyuz. Yurtdışındaki eğitimlerimizle ilgili detaylı bilgi için dilediğiniz zaman bizlere ulaşabilirsiniz…
 
 
Ofisimizde Sizlere Koçluk Odası Açtık!
 
Nişantaşı Ofisimizde artık sizlerin kişisel koçluk seanslarınızı gerçekleştirebileceğiniz bir odamızın olduğunu ve dilediğiniz zaman Danışanınız ile seanslarınızı yapabileceğinizi belirtmek isteriz! Koçluk Odasını kullanmak ve rezervasyon için +90 212 998 7070 numaralı telefondan bizlere ulaşabilirsiniz.
 
 
Şirketimizin kurucusu Sevgili Ersin Günöy'ü sonsuzluğa uğurlamamızın 3. Yılında sevgi, minnet ve derin bir özlemle anıyoruz.
 
Gelişim, değişim ve dönüşüme olan adanmışlığı, koçluğa olan tutkusu ışığında, vizyon ve misyonunu ona layık bir şekilde gerçekleştirebilmenin huzuruyla, Adler ailesi olarak hep birlikte yolumuza aynı şevkle devam ediyoruz.
 
 
 

Başlık

Yanık yanık, ‘’herkes kaderine boyun eğmeli’’ diyordu türküde, ben elimde ince belli çay bardağında kopkoyu kahvemi yudumlarken. Herkes kaderine boyun eğmeli..Seçtiğim yolda mıydım yoksa şartları suçlayıp sürüklendiğimi düşündüğüm yolda mı. Koca dünyada bir Nur yaşamıştı ya da yaşamamıştı, ne farkediyordu gerçekten. Başarıysa gelebileceğim en iyi noktadaydım. Bıçaksırtı kararları, etinizi nasıl alırsınız sorusunun cevabı kadar net alabilir duruma gelmiştim son yıllarda.Ama işi olmasa ya da şartları değişse kendini tanımlamakta zorlanacak ve hatta hayatı başına yıkılacak kadar da son derece zayıf. Başaracak ne kalmıştı sahi..Hayat buydu işte,doğarsın okul-mokul,üniversite hoop iş ve evlilik,ee çocuk ne zaman,bir baktın 2.si de hoşgelmiş kucağında,terfiler,hayal kırıklıkları,daha güçlenerek kalk,yeni iş..DUR! Dur yahu dur..Ve bir bak, geldiğin yola ve gidebileceklerine ve de gitmek ZORUNDAYIM dediklerine.

Anneme çocukken defalarca sorduğum ama kafasını benden daha çok karıştıran malum soru yine dikildi önüme işte: ‘’Anne,sen beni neden doğurdun?’’ ‘’Yavrum neden doğuracağım, hamile kaldım sen geldin işte’’. Piyangoydum yani. Kader, sürüklendiğin o yolculuk ise eğer, türkü doğru söylüyordu. Boyun eğmeli ve yaşamaya (mış gibi yapmaya) devam etmeliydim. Ama işte içimdeki o soru..Oldum olası didiştiğim, boşa koyduğumda dolmayı bırak ‘’boş dediğin nedir ki’’ noktasında yıllarca takıldığım, doluya bir türlü ulaşamadığım bir konuydu işte. Sonra koçlukla ve Adler ekolü ile tanıştım, tam da böyle kafamın karıştığı zamanlardı. Nasıl deli gibi susarsınız,ve Cem Karacanın o güzel şarkısındaki gibi kana kana bir kaynaktan içersiniz de doyamazsınız ya..Doyamadım ben de.İlk kez koca resimde parmağımı uzatıp kendimi bulmuş ve gösterebiliyordum artık.Elimde bir renk paleti olduğunu,ve resmin benim tarafımdan yapıldığını öğrendim kendi yolculuğumda. Öğrenene kadar,çok inkar da ettim ama.Bu en gerçek en çıplak sorumluluğumdu artık.Ve annemin naif bir şekilde cevaplandırdığı ne bileyim doğdun işte yavrum cevabı, kendine gebe kalmak ve onu yeniden doğurmakla değişti kafamda. Bir sihir varsa eğer,o benim,biliyorum.

Peki sen yolculuğunun hangi durağındasın bugün? Biletine birkez daha bakmaya ne dersin..

İçime şimdiden başka bir şarkı düştü bile; Sezen Aksu söylüyor-Ama fazla da üzülme hayat bitiyor birgün..

Nur Altuğ
EkoSmyrna Laboratuvarları
Director of Laboratory

 
 
Hüsrev Gerede Cad. 79 Zorlu Ap. Kat 2 D:3 Teşvikiye / İstanbul
E-mail: info@adlerce.com
Tel: +90 212 998 70 70
www.adlercentraleurope.com