|
|
|
|

Selda Menkü |
|
Yaşam Koçu, Eğitmen |
|
” |
SU GİBİ
Bir akarsu denize ulaşmak için yola çıkar...
Dağların, tepelerin, ağaçların ve canlıların
eşliğinde yoluna devam eder. Sonra aniden kocaman bir kaya çıkar, yol
biter....
Ne yapar? Geri mi döner?
Yoksa orada yok olmayı mı bekler?
Ya inatla önüne çıkan engeli aşmaya çalışır, ya
altına sızarak kendine yol açar, ya da kıvrılıp yönünü değiştirebileceği
başka bir nokta arar. Belki yol uzar, belki de zaman uzar, ama eninde
sonunda denize ulaşır ve okyanusa bağlanır...
2013’te denize ulaşmaya çalışan bir akarsu gibiyken kocaman bir kaya çıktı karşıma...
Geri dönsem mümkün değil, devam etsem, nasıl?
Hangi denizdi benim hedefim? Okyanus muydu yoksa varmak istediğim...
Yolu bulmak nasıl mümkün? Kayalarla baş etmek ne mümkün...
Delice soruların kafamda dolaştığı zamanda çıktı karşıma Adler ve Ailesi…
O zamanlar iletişim ve psikoloji üzerine kitaplar okuyup, sohbetler programları izlerken;
Part 1’de ilk şokumu yaşadım. Herkesi ve her davranışı anlamaya çalışan ben,
KENDİM İLE İLETİŞİM’e geçemediğimi fark ettim.
Aynalarda kendimi gördüm. Uzun zamandır selamlaşmadığım, hatta varlığını
unutmaya başladığım “Selda’ya yeniden merhaba” dedim.
Part 2’ de benim denizim nerede derken; aslında
varacağım yere yol alırken yolculuğumun da keyfini çıkarmanın değerini
anladım.
Part 3 bittikten sonra hayatımda karşıma çıkan
kaya parçasının nice “öğrenmelere” çanak tuttuğunu ve su gibi akışta
olabilmenin getirdiği huzuru fark ettim.
Pekiiiii… Eğitimi tamamladıktan ve koçluk
yolculuğuna başladıktan sonra denize mi yoksa okyanusa mı ulaştım? Yoksa
bir su damlası olduğumu mu fark ettim?
Şehir değişikliğinden dolayı iki yıl ara verdim koçluk yolculuğuma…
Akarsu gibi akmaya çalışırken bir mağarada buldum kendimi…
Bu arada Adler’in Practicum sürecine girdim. İlk
önce korktum mağaraya girmekten. Aldım cesaretimi yanıma, yüzleştim
korkularımla…
Ses verdim mağaraya… Kâh ağladım, kâh şarkılar söyledim. Aynı tonlarla, duydum sesimi mağarada…
Mağaramdaki hazineleri keşfetmeye başladım
sonra. İçimden geçme cesaretim ile birlikte keşfetmeye başladığım
hazinelerimle devam ederken yoluma, ışığı gördüm sonunda…
Yol uzun, yolculuk keyifli…
Bu yolculukta kendi hazinelerimi keşfetme
tohumunu atan, sevgiyle kendim olarak yolculuğumun tatlarını fark etmeme
olanak tanıyan Adler Ailesine candan teşekkür ederim.
Ben bu aralar su gibi yoluma devam ederken, yeni
hazinelerimi fark etmeye ve olanları parlatmaya çalışıyorum.
Peki ya sizin mağaranızda hangi hazineler gizli?
Keşfettiğiniz hazinelerinizi parlatmak için neye ihtiyacınız var?
Sevgilerimle… |
|
|
|
|
|
|