Adler Blog

Zihin Yapıları

Vedat Erol

Zihin Yapıları

Aileler, toplumlar çocukların zihinlerini hangi amaçla ve nasıl yapılandırıyor?

Koçlukta soru sormak ve dinlemek önemlidir. Adler Central Europe’un bu ayki e-bültenine bir yazı yazmam istendiğinde düşünmeye başladığım ilk soru bu oldu. Bu soruyla koçluk arasındaki ilişkiyi açıklamak üzere bu yazıyı yazmak geçti gönlümden.

Önce beyin ve zihin arasındaki farkı tekrar vurgulamakta yarar var. Bunu bilgisayar ile benzerlik kurarak açıklarsam, beyin donanım, zihin de yazılımdır. Çocukluğumuzdan itibaren zihnimizi yapılandıran önemli etkenlerde öncelik anne ve babanındır. Daha sonra aile büyükleri, teyzeler, halalar, amcalar ve öğretmenler zihni yapılandırmaya devam eder. Kendi doğrularını kamu spotu gibi çocuk zihnine empoze edebilirler. Çocuk bazı empozeleri kesin doğru olarak alır ve kabul eder, bazılarını da sorgular ve kendi seçimlerini yapar.

Yapılanmış zihinler sorgulanmadığı sürece kendilerine doğru, yanlış, iyi, kötü diye yüklenmiş zihin yapısıyla devam eder. Koçluk işte bu sorgulamayı yapmayı sağlar, düşünceleri kışkırtır. Zihnimizin artık işe yaramayan, bize hizmet etmeyen kalıplarını bilinçli bir seçimle terk etmemizi sağlar. Eğer hizmet eden kalıplarsa bunları da bilinci bir seçimle hayatımızda tutmamızı sağlar.

Devlet, toplum, eğitim sistemi, aile büyükleri uyumlu vatandaş, yönetilebilir insan, bilgili ama sorgulamayan uzmanlar isteyebilirler. Yönetmesi kolay insanlar yetiştirmek için hiç sorgulanmadan kabul edilmesi gereken kalıpları empoze edebilirler. Zihin yapımızı etkileyen kamu spotları gibi doğrulara inanmanın bize büyük maliyetleri olabilir.

En çok karşılaştığımız zihin yapıları:

1. Yapanlar: Ne zaman, nerede ve ne yapacağımı birisi bana söylesin. Ben iyiyi, kötüyü, doğruyu ve yanlışı yönetemem. Birisi beni yönetsin, ne yapacağımı da söylesin.

2. Yapa-bilenler: Bilmek önemlidir. Kendi alanımda her şeyi bilmeliyim. Daha çok konsantre olmalıyım, öğrenmeli ve yaptığımı en iyi şekilde yapabilmeliyim. Başkaları benim kadar iyi bilemez ve yapamaz. En iyisi ben yapayım. Ben daha hızlı ve iyi yapabilirim.

3. Yönete-bilenler: Sorumlu olduğum her ne varsa, girdileri, süreci ve çıktıları kontrol etmeliyim. Kontrol etmezsem ve sonuçların istediğim gibi gitmesini sağlayamazsam her şey kontrolden çıkabilir. Sonuç odaklı ve mükemmeliyetçi olmak iyi bir şeydir. Güven verir.

4. Sorgulaya-bilenler: İyi, kötü, doğru, yanlış her şeyi sorgulamakta yarar var. Sorgulayan zihin beslenir, büyür ve gelişir. Meraklı olmak, farklı olmak, öğrenmek ve gelişmek için her şeyi sorgulamak gerekir. Öğrenmenin en iyi yöntemi sorgulamaktır.

5. Göre-bilenler: Geçmiş ve şimdi olan her şey önemlidir. Ancak, ne olacak daha önemlidir. Geçmişte ve şu anda olanlar neye neden olur, nasıl bir süreç, sonuç ve etki yaratır. Geleceği şekillendirmek gerekir. Plansız bir gelecek tehdittir. Gelecek hayal edilmeli, görülmeli ve iyi planlanıp gerçekleştirilmelidir.

6. Okuya-bilenler: Dünyada neler oluyor? Ne neyi, nasıl etkiliyor? Büyük resimde ne var? Bütün dünyada neden sonuç ilişkisi içinde geçmişte ne oldu, şimdi ne oluyor ve gelecekte ne olacak? Bütün bunları bilmeli ve sistemlerde gereken değişiklikleri yapabilmek için bir şeyler yapmalıyım.

7. Kabul edebilenler: İnsanlığın ve doğanın yararına değiştirebileceğimiz her ne varsa değiştirebilmeli, dönüştürebilmeli ve bunun için ne gerekiyorsa yapabilmeliyiz. Değiştiremeyeceğimiz her ne varsa kabul etmeli ve olanlardan öğrenmeli ve yarar sunmalıyız. Kabul edebilmek büyük bir güçtür. Dinginlik, sevgi ve saygı ile bilgece bir duruş en iyisidir.

Bir kısmını anlatmaya çalıştığım zihinsel kalıplar ve düşünme şekilleri, bilinç seviyemiz, yaşımız ve deneyimlerimizle beraber değişir, dönüşür ve gelişir. Koçluk bütün bunları sorgulayıp yeniden düzenleyebilmemizi sağlayan ve düşünce kışkırtan yöntemler sunar.

Vedat Erol (MCC, ACPC, ACT)
Adler CE Fakülte Lideri

 
 
Yazar: Vedat Erol
Adler İletişim Formu